Bu bölümde bizi tatilde bile 7’de uyandırıp bir iş gününde defalarca alarm erteleten o his üzerine konuşuyoruz.
Bütün bu cümleleri önce kendime söyledim. Ama sen de duyabilirsin.
Belki senin de zihninle bedenin aynı yerde değil. Belki sen de bir yere yetişmeye çalışırken içini orada bırakıyorsun.
Bu bölümde iç sesimle hesaplaştım, yavaşladım, düşündüm, bazı sorular sordum.
Cevapları birlikte arayalım mı?
Eee tamam olduk mu? Bitti mi? Durabilir miyiz artık?
Gün içerisindeki dakikalarımız parayla satın alınan bir şey olsaydı nasıl yaşardık?
Kaçırdığımız bir şey var.
Ve artık büyüdüm.
Kendinden saklandığını zannediyorsun ama perdenin altından ayakların görünüyor, haberin yok.
Hayata karşı bakış açınızı an be an değiştiren bir süreçten sonra yeni bir sürece girmişsinizdir ve artık hislerin birbirine karıştığı noktada stabil kalmaya çalışıyorsunuzdur. Yalnız değilsiniz, kahvenizi alın ve sürecime eşlik edin.
Yılın yarısı geçip gitmişken; içimde biraz boşluk, biraz hüzün, biraz endişe, bir de artık güzel şeylere bakarken ve güzel anılar yaşarken bunları dolu dolu yapmama yardım edecek bir farkındalık var.
Ki ben salt mutluluğu arayan bir insandım.