
Bu bölümde, “hayır” demenin neden bu kadar zor olduğunu konuşuyoruz.
Kırmaktan korktuğumuz insanlar, kaybetmekten çekindiğimiz ilişkiler ve içimizdeki onaylanma isteği… Bazen kendimizi “evet” derken buluyoruz, aslında “hayır” demek isterken.
Peki, gerçekten neyi reddedemiyoruz? İnsanları mı, yoksa onların gözündeki halimizi mi?
Bu bölümde, sınır koymanın bir bencillik değil, bir özsaygı göstergesi olduğunu hatırlıyoruz.
Belki de asıl cesaret, “hayır” diyebildiğimiz anda başlıyor.