Home
Categories
EXPLORE
True Crime
Comedy
Society & Culture
Business
Sports
Technology
History
About Us
Contact Us
Copyright
© 2024 PodJoint
Podjoint Logo
US
00:00 / 00:00
Sign in

or

Don't have an account?
Sign up
Forgot password
https://is1-ssl.mzstatic.com/image/thumb/Podcasts114/v4/41/05/86/410586ec-54aa-55a3-b72e-bc63db5d05f3/mza_15723489614892294790.jpg/600x600bb.jpg
ÂVÂZE
Yıldırım Âvâze
9 episodes
1 day ago
"Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal"
Show more...
Documentary
Society & Culture
RSS
All content for ÂVÂZE is the property of Yıldırım Âvâze and is served directly from their servers with no modification, redirects, or rehosting. The podcast is not affiliated with or endorsed by Podjoint in any way.
"Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal"
Show more...
Documentary
Society & Culture
https://d3t3ozftmdmh3i.cloudfront.net/production/podcast_uploaded_nologo/11458305/11458305-1617790806493-ccf11e1cb0353.jpg
Mehmet Akif Ersoy - Âmin Alayı
ÂVÂZE
4 minutes 4 seconds
2 years ago
Mehmet Akif Ersoy - Âmin Alayı
“Gözüm ki kâne boyandı, şarâbı neyleyeyim? Şarâbı neyleyeyim? Ciğer ki odlara yandı, kebâbı neyleyeyim? Kebâbı neyleyeyim? Ne yâre yaradı cismim, ne bana, bilmem hiç! İlâhî, ben bu bir avuç türâbı neyleyeyim? Türâbı neyleyeyim? Âmin! Âmin!” En önde, rahlesi âgûş-i ihtirâmında, Ağır ağır yürüyen bir dokuz yaşında melek; Beş on adım geriden, pîş-i ihtişâmında, Şafak ziyâları hattâ ufûl edip gidecek Kadar lâtîf, iki ma’sûmu bir açık payton Vakâr u nâz ile çekmekte; arkasında bunun, Küçük adımlı yaman bir tabur ki hayli uzun! O ruhtan daha sâfî olan yüreklerden, Zaman zaman bir ilâhî terâne yükseliyor; Bu cûş-i safvetin aksiyle tâ meleklerden Zemîne doğru bir “âmin!” sadâsıdır geliyor. Muhîti her birinin bir sabâh-ı nûrânûr, Bütün bu kâfile efrâdı, pür-sürûd-i sürûr, Yarıp önünde duran halkı muttasıl gidiyor! Bu bir ketîbe-i ma’sûmedir ki, ey millet: Selâma durmalısın şanlı rehgüzârında ; Bu bir cenâh ki: Âtîde bir ufak hareket Yapıp cihanları oynatmak iktidârında! Gelir de sâye-i imdâd-ı Hak’ta bir gün, bu, Girer diyâr-ı meâlîye doğrudan doğru. Bu ancak işte, eğer varsa, şanlı bir ordu! Evet, ilerlemek isterse kârbân-ı şebâb, Yolunda durmaya gelmez. O, çünkü durmayarak, Sabâh-ı sermed-i âtîye eylemekte şitâb; O çünkü isteyemez hâle katlanıp durmak! Onun kudûmü için nâzenîn-i istikbâl, Açar da sîne, o olmaz mı per-güşâ-yi visâl? Durur mu artık onun karşısında, mâzî, hâl? Fakat o zemzemeler uçtu hep dudaklardan… Sürûd-ı neşve bu âlemde pek süreksizdir! Ağır ağır geçiyorken alay sokaklardan, Gelir de caddenin ağzında mıhlanır, dikilir, Mehîb-manzara bir anlı şanlı gerdûne ; İçinde pudralı üç kanlı çehre! Neyse yine; Yol açtı bir iri ses mevkibin geçip önüne: – Siz, ey heyâkil-i bî-rûhu devr-i mâzînin, Dikilmeyin yoluna kârbân-ı âtînin; Nedir tarîkini kesmekte böyle isti’câl ? Durun, ilerlesin Allah için, şu istikbâl.
ÂVÂZE
"Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal"