
BÖLÜM HAKKINDA
Bu hafta sizlerle diyet meselesine değindik. Düzenli ve dengeli beslenmek olarak tanımladığımız bu kavramın Fransızcadaki anlamının, « hastalıkta ve sağlıkta hayatın devamlılığı için yapılması gereken her şey » olduğunu öğrenip, bunun üzerinden, modern hayatta bunun ne olabileceğini düşündük. Rejim’i ayrıca ele aldık : yediğiniz içtiğiniz hakkında ahkam kesilmesi şeklinde, zira rejim, yönetmek’tir. Diyet meselesine yaklaşımımızın kısıtlama olmasından, piyasada dönen sağlıklı beslenme akımlarının içyüzünü inceledikten sonra tarihe baktık. Kilo problemlerinin esasında, bir tüketim çılgınlığı etkisi olduğunu dolayısıyla bizim kusurumuz olmadığını lakin yeni dünya düzeninde çaba harcamazsak yaşayayacağımız sağlıklı sorunlarına geçip, kişisel anılar üzerinde ilerledim. 10-15 seneye yayılmış diyet yolculuğumda öğrendiğim 3 şeyi sizinle paylaştım : bünyenize uygun ve yerel gıdaların tüketimini, kalori matematiğinin neden işlemediğini, son olarak da algı meselesini konuştuk. Blue Zones adıyla anılan bir sağlıklı yaşam araştırmasını da kısaca konuşup, diyetlerde esas olanın, kendi sağlık tanımlarımızı yapmak olduğunu, « sıfır beden » olma çabasının bizi tüketebileceği, ve artık (bir uzman hariç) başkalarının yediğimize, içtiğimize, hayatımıza karışmasına bir dur deyip nasıl huzurlu olacağımızı anladık.
GENEL
Ben Eylül Sunar, nam-ı diğer Vapur Filozofu, kimlikte 21, görüntüde 17, ruhunda 57, Kadıköy-Beşiktaş Hattı’nın, hiç de çatlak olduğunu göstermeyen, gözlüklü, sempatik, biraz da tombik müdavimi.