
Zaman, sadece zihin ve dolayısıyla onun bize algılattığı dış gerçekliğin içinde varolur. Zihin ve dış gerçeklik gittiğinde, zaman da gider. Ancak tabii ki de içinde bulunduğumuz bir gerçekliğin sınırlarını da çizer. Her şeyin bir başlangıcı ve de son noktası olarak bize yansır. İşte bu noktada bazen erteleme gibi bir alışkanlık başlatırız. Çünkü gün içinde veya sınırladığımız zaman içinde bir takım yapmamız gerektiğine inandıklarımızı bitiremeyeceğimizi varsayırız. Erteleme ve sonucunda da tembellik baş göstermeye başlar. Bu durumda da hiç başlamamayı tercih etme alışkanlığı kazanırız. Bu bölüm, bu alışkanlığınızı kırabileceğiniz zamansızlık algınıza nasıl ulaşabileceğinize ışık tutmaktadır.