
“Öteki kim?” diye sorduğumuzda, aslında “Ben kimim?” diye fısıldar içimizden bir ses.
Bu bölümde, birlikte yaşamanın, farklılıklarla bir arada durmanın teolojik temellerini sorguluyorum. Öteki dediğimiz kim? Neden korkarız ondan? Ya da gerçekten korkmamız gereken şey öteki mi, yoksa onunla yüzleştiğimizde aynada gördüğümüz kendi suretimiz mi?
Kendimizi dünyanın merkezi sandığımız çocukluk günlerinden, Levinas’tan Mevlana’ya uzanan bir yolculuk bu. Dinlerin, kültürlerin ve inançların ötekiyle kurduğu ilişkiyi konuşuyoruz. Kimi zaman kurban edilen, kimi zaman kabul gören “öteki” ile bir arada yaşamanın mümkün olup olmadığını tartışıyoruz.
Hazırsan, kendi ötekine dürüstçe bakabileceğin bir bölüme davetlisin.