Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 8’inci sırasında insana yakışır iş ve ekonomik büyüme yer alıyor. Bu kapsamda, 2030’a kadar istihdam yaratan, yerel kültür ve ürünlerini teşvik eden sürdürülebilir turizmin desteklenmesi için politikaların oluşturulması ve uygulanması hedefleniyor.
Sürdürülebilirlik Sohbetleri’nin bu bölümünde Yekta Kopan, konukları Urla Surf House Kurucu Ortağı Pınar Başoğlu Feraud ve Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Ozan Aksöz ile birlikte yavaş seyahatin çevresel etkilerini, yerel kalkınmadaki rolünü ve bireysel farkındalığı artırma potansiyelini konuşuyor.
Sürdürülebilirlik Sohbetleri’nin bu bölümünde Yekta Kopan, konukları ESTÜ Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı & ESO Sürdürülebilir Yeşil Sanayi Danışmanı Prof. Dr. Cengiz Türe ve Dönüşüm Derneği Kurucusu & Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Selçuk ile limitleri aşmadan tüketmenin yollarını konuşuyor
Yapı Kredi Sürdürülebilirlik Sohbetleri’nin bu bölümünde Yekta Kopan, konuğu Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burçin Yenisey Kaynaş ile yangın sonrası orman ekosisteminin nasıl iyileştirileceğini, canlıların nasıl korunabileceğini ve doğaya nasıl ikinci bir şans verilebileceğini ele alıyor.
Çocuklarımızı bilinçli tüketimle tanıştırmak, onları sadeceçevre dostu bireyler olarak geliştirirken aynı zamanda yaratıcı, empatik ve çözüm odaklı düşünme yeteneğine sahip bireyler olarak yetiştirmemizi sağlar. Döngüsel ekonomiyi erken yaşta keşfetmek, bu dönüşümün anahtarı olabilir.
Gelin, podcast’imizin bu bölümünde, çocuklarla birlikte döngüsel ekonomi dünyasına adım atalım. Oyuncaklarınyeniden kullanımından takas kültürüne, küçük yaşta edinilen sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarının uzun vadeli etkilerini ele alalım.
Modern şehir yaşamı, çocukların doğayla olan bağını hergeçen gün biraz daha zayıflatıyor. Beton duvarlar arasında büyüyen çocuklar, toprağın kokusunu, bir tohumun filizlenme sürecini, doğanın kendi ritmini çoğu zaman yakından tanıyamıyor. Oysa küçük bir alan bile çocuklara doğanınmucizelerini gösterebilir. Bir avuç toprak, birkaç tohum ve biraz sabır, çocuklara sadece bitki yetiştirmeyi değil; sabrı, sorumluluğu ve doğaya duyulan saygıyı da öğretebilir.
Gelin, podcast’imizin bu bölümünde şehirlerde yaşayan çocukların doğayla nasıl bağ kurabileceklerini vepermakültür prensiplerinin küçük alanlarda nasıl uygulanabileceğini konuşalım.
Her çocuk dünyaya merakla bakar; bir ağacın yaprağına,suyun akışına, toprağın kokusuna… Ama bu doğal merak, sürdürülebilir bir yaşama dönüşebiliyor mu? İşte tam bu noktada biz yetişkinlerin rolü başlıyor. Çocuklarda sürdürülebilirlik bilinci oluşturma süreci, sadece çevresel bilgiaktarımından ibaret değil; aynı zamanda değer sistemleri oluşturma, empati geliştirme ve eyleme geçme becerisini kazandırma süreci. Gelin, podcast’imizin bubölümünde, çocukların bilişsel ve duygusal gelişimlerine paralel olarak sürdürülebilirlik bilincinin nasıl şekillendiğini ve bu bilincin nasıl etkili bir şekilde kazandırılabileceğini birlikte keşfedelim.
Bir çocuğun bir yaprağın üzerinde sürünen minik bir böceğikeşfettiğinde yüzünün nasıl aydınlandığını hiç gördünüz mü? Ya da bir kelebeğin yaşam döngüsünü öğrendiklerinde yaşadıkları şaşkınlığa tanık oldunuz mu? Bu anlar yalnızca sevimli birer çocukluk merakı değil—doğayla kurulan ilk bağların ve öğrenmenin ta kendisi. İşte bu doğal merak, çevre okuryazarlığının temelini oluşturuyor.
Gelin, podcast’imizin bu bölümünde çevre okuryazarlığının tam olarak ne anlama geldiğini, neden önemli olduğunu ve çocuklarda bunu nasıl geliştirebileceğimizi konuşalım.
Birleşmiş Milletler tarafından sıralanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 15’incisi olan “Karasal Yaşam,” tüm dünyada ormanların sürdürülebilir yönetimi, ormansızlaşmanın önlenmesi ve ormanların yeniden kazanılmasını hedefliyor.
Sürdürülebilirlik Sohbetleri’nin bu bölümünde Yekta Kopan, konuğu İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay ile orman ekosistemlerinin korunması, Türkiye’de ve dünyada orman yangınlarıyla mücadele stratejileri ve yangın sonrası restorasyon süreçlerini konuştu.
Birleşmiş Milletler tarafından sıralanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 4. sırasında nitelikli eğitim yer alıyor. SKA 4 kapsamında; her çocuğun kaliteli, kapsayıcı ve eşit bir eğitim alması ve bu sayede sürdürülebilir kalkınmanın temellerinin küçük yaşlardan itibaren atılması hedefleniyor.
Sürdürülebilirlik Sohbetleri’nin bu akşamki bölümünde Yekta Kopan, okul öncesi eğitim uzmanı Derya Şirin ile birlikte, erken yaşlarda çocuklara verilen sürdürülebilirlik eğitiminin önemi üzerine konuşuyor.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 9. sırasında sanayi, yenilikçilik ve altyapı yer alıyor. SKA 9 kapsamında; 2030 yılına kadar tüm ülkelerde altyapıların ve sanayi faaliyetlerinin çevresel olumsuz etkilerinin azaltılması, bilimsel araştırmaların ve sürdürülebilir teknolojik kapasitelerin desteklenmesi hedefleniyor.
Sürdürülebilirlik Sohbetleri’nin bu bölümünde Yekta Kopan, konuğu AU INOVA NeuroLab Yöneticisi, AU Sürdürülebilirlik ve Marka Yönetimi Koordinatörü Doç. Dr. Dicle Yurdakul ile birlikte yeşil teknolojileri ve yeşil teknolojilerin toplumsal dönüşüm gücünü konuşuuyor.
İnsanlık, tarih boyunca enerji kaynaklarını dönüştürerek medeniyetini ilerletti. Bugün, karbon emisyonlarının iklim üzerindeki yıkıcı etkileriyle yüzleşirken, enerjide yeni bir çağın eşiğinde duruyoruz. İki umut verici teknoloji, sürdürülebilir bir gelecek için en güçlü adaylar olarak öne çıkıyor: Bir yanda güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen yeşil hidrojen, diğer yanda ise güneşin kalbindeki işlemleri dünyada tekrar etme vaadi taşıyan nükleer füzyon.
Gelin, podcast’imizin bu bölümünde, temiz enerji dünyasının en büyük sorularından birine değinelim: Geleceğimizi yeşil hidrojen mi güçlendirecek, yoksa umudumuzu nükleer füzyona mı bağlamalıyız?
Gezegenimizdeki yaşamın geleceği, havada asılı durangörünmez bir tehdidin gölgesinde şekilleniyor: Atmosferimizdeki karbondioksit. İklim krizinin kalbinde yatan bu molekül, her geçen yıl daha da artarken, bilim insanları ve mühendisler atmosferi temizleyecek teknolojik çözümler peşinde koşuyor. Peki gerçekte ne kadar etkili? Karbon moleküllerini havadan yakalayıp yeraltına hapsetmek gerçekten karbon ayak izimizi silebilir mi?
Birleşmiş Milletler tarafından sıralanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 6. sırasında temiz su ve sanitasyon yer alıyor. SKA 6 kapsamında, 2030 yılına kadar herkesin güvenilir ve ulaşılabilir içme suyuna erişiminin güvence altına alınması hedefleniyor. Bu hedefe ulaşmak için suyun kullanım biçimi büyük önem taşıyor.
Sürdürülebilirlik Sohbetleri’nin bu bölümünde Yekta Kopan, konuğu Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gökşen Çapar ile birlikte su ayak izi kavramını ve çözüm önerilerini konuşuyor.
Endüstriyel su tüketimi, bugün küresel su krizinin en önemli nedenlerinden biri haline geldi. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın yayımladığı raporlar, dünya üzerindeki su kaynakları açısından en büyük tehlikenin sanayi kaynaklı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu kritik sorunun önüne geçebilmek için üretim tekniklerinden atık su arıtma sistemlerine, su verimliliği politikalarından yenilikçi teknolojilere kadar geniş kapsamlı önlemler alınması gerekiyor. Üstelik bu dönüşüm sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda sanayi için daha düşük maliyetler ve uzun vadede sürdürülebilirlik anlamına geliyor. Gelin, podcast'imizin bu bölümünde, sanayinin su tüketimindeki rolünü ve sürdürülebilir su yönetiminin neden hayati olduğunu konuşalım.
Su, tüm canlıların yaşam kaynağı ve en değerli doğal varlıklarından biri. Ancak, su yalnızca nehirlerde,göllerde ya da barajlarda bulunmuyor. Dünyadaki tatlı su rezervlerinin önemli bir bölümü, toprağın derinliklerinde, kayaların ve kum tabakalarının arasında saklı duran yeraltı sularında. İçme suyu, tarım ve sanayi için hayati birkaynak olan yeraltı sularını korumak, ekosistemimizin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Gelin, podcast'imizin bu bölümünde; yeraltı sularının önemini, onları tehdit eden faktörleri ve bu değerli kaynakları korumak için neler yapabileceğimizi konuşalım.
Doğal kaynakların hızla tükenmesi, sürdürülebilir yaşam anlayışını her zamankinden daha önemli hâle getiriyor. Su kaynaklarının korunması ve verimli kullanımı ise sürdürülebilirliğin temel unsurlarından biri. Peki, günlükhayatımızda suyu daha verimli kullanmanın yolları neler? Gelin, podcast'imizin bu bölümünde, evsel atık suların nasıl geri dönüştürülebileceği ve gri su sistemlerinin bu konudakiönemi üzerinde duralım.
Belki de üzerinde en az düşündüğümüz ama en çokihtiyaç duyduğumuz kaynak tatlı su ekosistemleri… Göller, nehirler, dereler… Bu kaynaklar bize yalnızca içecek su sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda milyonlarca canlı türüne de ev sahipliği yapıyor. Gelin, podcastimizin bu bölümünde, tatlı su ekosistemlerinin biyoçeşitlilik için neden bu kadar kritik olduğunu, bu sistemlerin karşı karşıya kaldığı tehditleri ve onları korumak için neler yapabileceğimizikonuşacağız.
Sosyal girişimler, derinleşen sosyal problemlerin etkilerini azaltma hedefinin vazgeçilmez bir parçası. Bu girişimler, toplumsal sorunlara yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlersunarak hem bireylerin hem de toplumun refahını artırmayı hedefler. Ancak bu girişimlerin başarısı, sadece doğru stratejilere değil, aynı zamanda etkili finansman yöntemlerine de bağlı. Gelin, podcast’imizin bu bölümünde, sosyal girişimlerin finansman süreçlerini yakından inceleyelim.
Günümüzün karmaşık sosyal ve ekonomik sorunları, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümleri vazgeçilmez kılar. Bu noktada sosyal girişimcilik, toplum için anlamlı ve olumlu değişimler yaratmayı amaçlayan bir girişim modeli olarak ön plana çıkar ancak sosyal girişimciler için yalnız hedef belirlemek yeterli olmaz. Fikirlerini hayata geçirirken bilgi, finansman ve yönetim konuları da sürecin önemli bir kısmını oluşturur. Peki, sosyal girişimciler, hedefe giden yolda nasıl donanımlı hale gelebilir? Sosyal girişimcilik ekosisteminde, eğitim ve destek programlarının rolü nedir? Gelin, podcast’imizin bu bölümünde, sosyal girişimcilikte eğitim ve destek programlarının oynadığı rolü derinlemesine inceleyelim.
Dünyamızdaki sosyal sorunlar giderek derinleşirken, bu sorunlara sürdürülebilir çözümler sunmak, önemli bir gereklilik haline geldi. Sosyal girişimcilik, bu amaca hizmet edenyenilikçi bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor. Gelin, podcast'imizin bu bölümünde, toplumsal faydaya odaklanan sosyal girişimcilik kavramının tarihçesini ve bu girişimler hakkındaki temel yaklaşımları ele alalım.