
İkinci odanın kapısı aralanıyor…
Bu kez ayaklarının altı taş değil, düşünceyle örüldü.
Duvarlar değil seni çevreleyen—bir mağara var burada.
Işık dışarıda değil, içeride yanıyor.
Ve bu oda… hakikatin gölgelerle savaştığı yerde başlıyor.
Burada seni biri bekliyor:
Dünyayı sadece görmekle yetinmeyen,
Onu yeniden kurmak isteyen biri.
Bir filozof değil sadece.
Bir yazar, bir mimar, bir hayalci.
İdeaların çizeri.
Devletin düşleyicisi.
Ve öğretmeninin suskunluğunu kelimelere dönüştüren bir sadık dost.
Seni mağaranın ağzına kadar getiriyor…
Ama dışarı çıkmak senin cesaretine kalıyor.