Yağmurlu bir Berlin sabahı… Kalabalıklar içinde kaybolmaya hazırlanırken, kulaklığımı takıyorum ve kendimi hatırlıyorum. Çünkü fon müziğim başlıyor.

Bu hikaye, 90’ların sonunda radyodan gelen o sesle başladı. Şimdi dönüp baktığımda fark ediyorum: Yazın İzmir’in sıcak sahillerinde, kışın dershane sıralarında, bir metro yolculuğunda ya da bir orman yürüyüşünde… Gökhan'ın sesi hep yanımdaydı. Beni ben yapan anılara, duygulara, hayallere eşlik etti.

Peki ya sizin hikayeniz? İlk bölümde, o sesin peşinden gidişimi dinlerken, belki siz de kendi hikayenizi hatırlarsınız.