
Mükemmeliyetçilik, hayatımıza bazen ilham verirken bazen de büyük bir baskıya dönüşüyor. Kusursuz işlere, mükemmel ilişkilere ve her şeyin en iyi şekilde gitmesine duyduğumuz arzuyla nasıl başa çıkabiliriz? Hatalarımızın, eksiklerimizin ve tökezlemelerimizin aslında bizim en büyük öğretmenlerimiz olabileceğini keşfediyoruz. Mükemmel olmaya takılıp kalmak yerine, dağınık ama özgür bir şekilde yaşamayı denemek belki de bizi daha mutlu edebilir.
Bu bölümde, mükemmeliyetçiliği sorguluyor, hataların ve başarısızlıkların gücüne değiniyoruz. Kendi içsel baskılarımıza nasıl karşı koyabileceğimizi, gerçek başarıyı nasıl tanımlayabileceğimizi konuşuyoruz. Hatalarımızla büyümenin ve yeniden başlamanın gücünü keşfetmeye hazır mısın?