
İlk olarak iş ve yaşam dengesine bakalım. Uluslararası araştırmalar, iş-özel yaşam dengesi bozulduğunda aile içi memnuniyetsizlikten iş performansının düşmesine, ruhsal ve fiziksel sağlığın bozulmasına kadar pek çok olumsuzluğun artabildiğini gösteriyor.
Günde 10 saati aşan çalışma saatleri sonucu eve dinlenmeden dönen çalışanların stres seviyesi yükseliyor, kan basıncı artıyor ve kısa sürede bitkinlik hissediyor.
Dahası, WHO ve ILO verilerine göre 2016 yılında uzun çalışma saatleri 745 binden fazla kişinin inme veya kalp hastalığı nedeniyle ölmesine yol açtı.
Yani sağlık bedelini ödememek için bile iş-yaşam dengesine dikkat etmek şart.
Bu tabloya karşı koymak için işe ve özel yaşama sınırlar koymak çok önemli. Örneğin, belirli saatlerde e-posta kontrolünü bırakmak, yıllık izin günlerini planlamak veya hafta sonlarında işten tamamen kopmak ruhunuzu dinlendirir. Uzmanlar, aralarda verilen kısa molaların iş verimliliğini ve ruh halini iyileştirdiğini vurguluyor. Sabah kahvesini ofiste değil balkonda içmek, öğlen iş arası kısa bir yürüyüş yapmak ya da akşam işten ayrılıp sadece aileye odaklanmak gibi küçük ritüeller bile stresi azaltır. Bir araştırma, iş saatleri dışındaki molalar sayesinde çalışanların verimliliğinin ve iş tatmininin arttığını ortaya koydu.