
Narsisizm… çoğumuzun duyduğu ama azımızın gerçekten anladığı bir kelime.
Bu bölümde, parıltılı bir kabuğun altında gizlenen sessiz eksiklikleri, çocuklukta başlayan görünmez yaraları ve “Ben varım ama yeterince önemli miyim?” sorusunun bir insanda nasıl yankıya dönüştüğünü konuşuyoruz.
Narsisizmi sadece bir kişilik özelliği değil, bir çocukluk ekosistemi olarak ele alıyoruz.
Bir yanda ihmal, aşırı koruma ve şımartılma; diğer yanda duygusal istismar, aile içi roller, altın çocuk, günah keçisi, maskot çocuk gibi görünmez roller…
Tüm bu dinamiklerin bir araya geldiğinde, nasıl bir “benlik zırhı” oluşturduğunu; bir çocuğun sevilmek için değil, terk edilmemek için mükemmel olmaya çalıştığı o anların, yetişkinlikte nasıl yankılandığını derinlemesine inceliyoruz.
Bu bölümde konuşacağımız bazı başlıklar:
“Ben üstünüm” duygusunun ardındaki kırılgan benlik
Bağlanma stilleri ve çocuklukta oluşan görünmez şemalar
Toksik ilişki döngülerinde tekrarlanan ebeveyn modelleri
Gaslighting ve duygusal istismarın sinir sistemimizde bıraktığı izler
Sınır koymak ve empati arasındaki sağlıklı denge
Psikoloji, nörobilim ve toplumsal kültürün kesişiminde; narsisizmi suçlamak yerine anlamaya, “Ben” duygusunu ise iyileştirmeye odaklanıyoruz.
Çünkü çoğu zaman, narsisizm sadece “ötekinin” hikayesi değil; bazen, hepimizin içinde yankılanan sessiz bir savunmadır.
Uyarı ve Bilgilendirme:
Bu podcast bölümü tanı, tedavi veya terapi amacı taşımaz. Psikolojik sıkıntılar, travma sonrası belirtiler, ilişki şiddeti veya yoğun duygusal zorlanma durumlarında bir hekim ya da ruh sağlığı profesyonelinden yardım almanız önerilir.
Buradaki bilgiler, yalnızca eğitim ve farkındalık amaçlıdır.