Mutlu Uzun, genç yaşta evleniyor ancak okumak istemesine rağmen, eşi ona bu konuda pek destek olmuyor. İki çocuk sahibi olduktan sonra uzun süre ev hanımlığı yapıyor. İş hayatına atılmak konusundaki ısrarı sonucunda kendi takı dükkanını açıyor. Bu dükkanı 6 yıl boyunca başarıyla işletiyor. Sonrasında, köklerinden gelen yemek kültürünü ve azmini bir araya getirip aşçılık ustalığı eğitimini tamamlıyor. Şu an Turgutlu Halk Eğitim Merkezi'nde aşçılık kursu öğretmeni olarak eğitim veriyor. Mutlu Uzun, sadece bir yemek ustası değil. Aynı zamanda kadın istihdamına destek olan ve toplumsal değişime öncülük eden biri.
İlham Veren Kadınlar'ın bugünkü konuğu İrem Duman. İrem, Tekirdağ'ın Saray ilçesinde doğduktan sonra lise öğrenimi için yatılı olarak Tekirdağ'a taşınıyor. Daha sonra Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini kazanıyor. Üniversite'nin ilk yıllarında Ege Üniversitesi Bisiklet (EBİT) topluluğu ile yolu kesişen İrem, toplulukla yaptığı gezilerden sonra tek başına turlar planlayıp bisiklet ile seyahat etmeye başlıyor. İrem ile, bisikletle ilk nasıl tanıştığından, tek başına yaptığı Balkan turundan sonra, bu turda tanıştığı arkadaşı ile Gürcistan - İran - Azerbaycan - Pakistan- Hindistan Ve Nepal'e uzanan bisiklet turundan bahsettik. Bisiklet ile seyahat etmek isteyen herkese hem bilgi hem ilham verecek sohbetimiz umarım sizi de keyifli bir yolculuğa çıkarır. Keyifli dinlemeler!
İlham Veren Kadınlar podcastin’in bu bölümüne Elif Eda Güneş konuk oldu. Güneş, 2001 yılında Yozgat’ta dünyaya geldi, ilk ve ortaokulu birden fazla sınıfın birleştirilerek öğretim verildiği bir okuldan mezun oldu. Hayalleri vardı ve hayallerini küçük bir köyde gerçekleştiremeyeceğine fark edip babasının da desteği ile liseyi Kayseri’de okudu. Bilim ve teknoloji aracıyla insanların hayatlarına katkı sağlayıp değişim yaratabileceği inancıyla birçok bilim insanına mesaj attı. Çabalarının sonucunda Astrofizikçi Umut Yılmaz Güneş’i, Mars keşif aracı tasarım yarışmasına proje gönderen Ancha Space Uzay teknolojileri ekibine dahil olmasını sağladı. Dahil olduğu ilk projeden sonra yazılım öğrenmeye karar verdi, yine kendi çabalarıyla Erciyes Üniversitesi’nde öğretim üyelerine ulaşıp yazılım ile ilgili dersler aldı. Şimdi ise, bir yandan Istanbul Kültür Üniversitesinde girişimcilik bölümünde okurken diğer yandan proje üretmek isteyen gençleri bir araya getiren açık inovasyon merkezi karga karga şirketinde çalışmaya devam ediyor. Elif ile sohbet ederken, başarısızlığa bakış açımızı değiştirerek aslında başarısız olmanın da başarıya dahil olduğunu, hayalin için cesaretle adım atıp mücadeleyi asla bırakmamayı ve kelebek etkisi projesi ile ilgili konuştuk. Güneş’in yaptıklarını ve hayallerini anlatırken ki heyecanı sayesinde umut doldum, umarım siz de aynı benim gibi hissedersiniz. Keyifli dinlemeler.
Uzun bir aradan sonra İlham Veren Kadınlar bölümleri başlıyor :) Bugün sizi hayatımda tanıdığım en ehl-i keyif insanlardan biriyle tanıştırmak istiyorum Anne Ben Kaçtım hesabının sahibi Esra Güzeloğlu. Bir fincan kahvenin 40 yıllık hatırı vardır sözünün gerçekliğini doğrular bir şekilde başladı arkadaşlığımız, tee 2016’da. 15 yaşına kadar memleketi Şanlıurfa’daydı, lise öğrenimi için Gaziantep Fen Lisesi sonrası Boğaziçi Ekonomi bölümünden mezun oldu. Başarı kavramını sorguladığı bir süreçte herkesin gittiği yoldan değil de başka bir yoldan gitmeye karar verdi. 2016 senesinden bugüne Esra’nın hayatı nasıl yaşamak istediğine karar verme sürecini ve karar verdikten sonra nasıl yeniden yaşamını inşa ettiğini keyifle dinledim. Hikayesinin her detayını bilmeme rağmen sohbetimiz bittiğinde yine bana kendi kendime şu cümleyi kurdurtmayı başardı; ‘’Evet ya, biz hayatımızla ilgili bir şeyleri değiştirmek istiyorsak neden şimdi başlamıyoruz ki?’’
İlham Veren Kadınlar’a hoş geldiniz. Bugünkü konuğumun kimliğini göçmenlik süreçlerinden dolayı açıklayamıyorum. Sevgili arkadaşım ile Türkiye'de gay olma sürecinden, çocukluğunda cinsiyetini keşfetme dönemini, lgbti bireylere karşı toplum içindeki önyargıları ve kendi çocukluğunu takip ederek trans yani kadın olma sürecini konuştuk. Keyifli dinlemeler!
Ece Özer, Marmara Üniversitesi Sinema - Televizyon bölümünden mezun olduktan sonra okuduğu bölüme dair tutku duymadığını fark ediyor ve çocukluk hayali olan İtalya'ya 22 yaşında gidiyor. O dönem İtalya'daki ekonomik krizden dolayı iş bulamayıp Türkiye'ye geri dönüyor ve burada birçok alanda çalışıyor. Ancak onun özgür ruhu, Ece'yi önce Avustralya'ya ardından Yeni Zelanda'ya uçuruyor. 3 sene sonrasında Türkiye'ye dönmenin onu tatmin etmediğini fark ediyor ve Tayland'da gitmeye karar veriyor. Şimdilerde Tayland'da İngilizce öğretmenliği yapan Ece ile; gitmekten ve dönmekten, yurtdışında tek başına ayakta durabilmekten ve Tayland'da nasıl İngilizce öğretmeni olunurdan bahsettik. Keyifli dinlemeler!
Ege Soley, 2006 yılında İngiltere'de siyaset biliminin yanı sıra İspanyolca ve İtalyanca dilleri alanında çift ana dal yaparak mezun oluyor. Türkiye'deki kısa süreli iş hayatından sonra kendini tamamlama duygusuyla Fransızca dil okuluna kayıt olarak Paris'e taşınıyor. Paris'te bulunduğu süre boyunca oradaki çiçekçilerden çok etkileniyor ve Pascal Mutel'deki iş hayatı, eğitim aldığı çiçekçilik okulu sayesinde Ege Soley çiçekçiliğin temellerini atıyor. Ege ile bu sohbetimizde, sıfırdan başlayabilmeyi, kendini yaratabilme yetisini, şu an sürdürdüğü 'Mugamag' kadın platformunu, yayımladığı; Sakin, Yakın ve Başka kitaplarını konuştuk.
Önce Naciye ile göz göze geldik, sonra üzerine iliştirdiği İstanbul Sözleşmesi yaşatır yazısı dikkatimi çekti. Öyle dimdik ve kendi renkleriyle duruyordu ki onu oraya konduran ev sahibesinin bir yansımasıydı sanki, ben bunu çok sonra öğrendim tabi. Dükkana girdiğimde kıyafetlerin yekliğine bayıldım, meğer bu yekliğin hikayeleri varmış, meğer burası Ceren’in hikayeler dükkanıymış. O anlattı ben dinledim ve bu hikayeyi Mardin’den dört bir yana uçurmak istedim. Sizin de keyifle dinlemeniz dileğiyle.
Nihayet Cihan, Anadolu Üniversitesi Arkeoloji bölümünden mezun olduktan sonra mezun olduğu bölümle ilgili bir şey yapmak istemediğine karar verip kariyerine televizyon sektöründe başlıyor, uzun bir süre yönetmenlik yaptıktan ve İstanbul'da geçirdiği yıllardan sonra olduğu yerde mutsuz olduğunu kabul ediyor. Bu kabulün sonucunda, tüm korkularına rağmen 2009 yılında İstanbul’daki hayatını bırakıp Avustralya’ya gidiyor ve 6 sene boyunca çeşitli işler yaparak Avustralya’da yaşıyor. Tam da bu dönemde ormandan topladığı türlü çeşit malzemeyle mini karakterler yaratmaya başlıyor. Türkiye’ye döndüğünde, oralarda başlayan hobisi para kazanıp severek yaptığı bir işe dönüşüyor ve en sonunda Jungle Dudes adını verdiği çok sevimli küçük karakterler ortaya çıkıyor. Yarattığı karakterler sayesinde bir nevi ormana yeniden can veriyor.
Nihayet Cihan'ın sevimli eserlerine @Jungle Dudes hesabından ulaşabilirsiniz!
Tuba, 2017 Şubat ayında Matematik öğretmenliği yaptığı okuldan 6 aylık ücretsiz izin alarak, yaptığı yüksek lisans sayesinde, Polonya’ya Erasmus öğrencisi olarak gidiyor. İlk defa çadırlı yürüyüşünü yapıyor ve yine ilk defa otostopla ve sırt çantasıyla seyahat ediyor. Yurtdışındayken evinde misafir olduğu çoğu kişi tur bisikletçisi, o seçmiyor aslında tamamen öyle denk geliyor. Bu 6 aylık süreç sayesinde hayatı bambaşka bir yola evriliyor. Türkiye’ye döndüğünde ilk iş hayatını minimalize etmek oluyor ve couchsurfing'den evine gezginleri kabul etmeye başlıyor. Şans bu ya gelen gezginlerin çoğu tur bisikletçilerinden oluşuyor. Bisikletle tura çıkma fikri ise, misafir ettiği Polonyalı bisikletçiye aşık olmasıyla kesinleşiyor... Tuba ile yurtdışında ve Türkiye'de bisikletle seyahat etmeyi, bisikletle yola çıkmaya karar verdiğinde aldığı tepkileri, bisikletle seyahatin onda yarattığı dönüşümleri ve daha birçok şeyi konuştuk.
Dilara, İstanbul'daki kurumsal hayatını, hayallerini yaşamak emekliliğe mahsus değil, diyerek bırakıyor ve ailesiyle köye taşınıyor. 1 yıldır Aya Farm'ın içerisinde harmanlanıyor, 60 ağaçlık zeytin bahçesinde kendi ekip biçiyor, ürettiklerini pişiriyor ve Youtube kanalı sayesinde doğa ile iç içe olan hayatını bizimle de paylaşıyor. Sistemin dışında da bir hayatın mümkün olabileceğini yaşayarak anlatanlardan, bana da onu dinlemek ve feyz almak düşüyor.
Elif Üzer, benim için azimli ve hayattan keyif almasını bilen bir hayalperest. Ancak o, hayallerini gerçekleştirebilen bir hayalperest, bana ilham veren tarafı da bu işte. Tüm zorlukları ve olası tehlikeleri göze alıp bisikletiyle yola çıktı ve 8 senedir Güney Amerika’daydı. Yola çıkış hikayesini, evcil hayvanla gezmenin nasıl olduğunu, yol aldığı km boyuncaki dönüşümlerini, bisiklet ile seyahat etmeyi ve daha nicesini konuştuk. Keyifli dinlemeler :)
Bugün İlham Veren Kadınlar’ın konuğu Eli Belinde Tarım’ın marka kurucusu, çiftçisi ve emekçisi Aslı Aksoy. Muğla’nın Yeşilçam Köyü’nde, bugün 40 dönüme ulaşan arazisinde yine emekçi kadınlarla birlikte kuşkonmaz yetiştiriyor. Tabi bu hikayesinin ufacık bir kısmı, onun hikayesini kendisinden dinleyebilmeyi çok istiyordum sağ olsun beni kırmadı ve programa dahil oldu. Keyifli dinlemeler :)
Gonca, 8 senedir çalıştığı bankacılık ve telekom sektörlerindeki iş hayatının son yıllarında işinin çok fazla insana dokunmadığını fark etmiş ve neye hizmet ettiğini sorgulamaya başlamıştı. Tam bu sırada, Türkiye'de Sivananda yoga Eğitmenlik eğitimini Haziran 2016'da tamamladı. Artık yerinde duramayacağını anladı ve ashram deneyimini yaşamak için işinden istifa edip kendini Amerika'da buldu. Ekim 2016 itibariyle Sivananda Ashram Yoga Farm, 4 ay için yeni evi oldu. Motivasyonu her zaman kendisiydi, bu sayede içindeki gücü keşfederek seyahat etmeye başladı. Seyahatlerinin yanı sıra sırt çantasına Tay masajı eğitimini de kattı. Keşfettiği bu yeni yol, onun kendi potansiyeli ile tanışmasına vesile oldu. Devamı ise podcast’te, keyifli dinlemeler :)
Tuba Özkan, her daim müzikle iç içe yaşayan bir ailede büyüdü. Daha ilkokulda çağındayken keman çalmak istediğine karar verdi ve bu kararından hiç vazgeçmedi. Kararlı olmasının üstüne yeteneği de eklenice 87 yılında 10 senelik Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarını 9 senede dereceyle bitirdi. İçi dolu olan özgüveni sayesinde Almanya’nın verdiği DAAD bursunu mülakatta İngilizce konuşmasına rağmen kazandı, Berlin duvarının yıkımına ve sonrasında yaşananlara şahit oldu, Borusan Oda Orkestrası ve Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nda Viyola grup şefi ve solo viyola olarak çalıştı… Şimdilerde ise Yrd.Doç. olarak Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğrenciler yetiştiriyor ve MEÜ Akademik Orkestrası Viyola grup şefi ve Müzik Bölümü Başkanı olarak ilham vermeye devam ediyor. Ekranın diğer ucunda onun hikayesini soluksuz dinledim. Umarız feyzalırsınız, keyifli dinlemeler :)
Başak, 25 senedir İstanbul’da finans sektöründe çalışıyordu. Tüm hayatını planlar üzerine kurmuşken çok sevdiği eşini kaybetti. Yaşadığı kayıp onun hayatla olan bağlantısını koparmamış aksine tüm o planların ne kadar geçici olduğunu fark etmesini sağlamıştı. Hayatın sadece İstanbul ve çevresi kadar küçük olmadığına inancı tamdı, bu yüzden oğluyla yaşayabileceği bir yer aradı. Tayland’ın tropikal bir adası olan Koh Samui’de karar kılmıştı, bundan 2 sene önce oğluyla birlikte İstanbul’dan ayrılıp Tayland’a yerleştiler ve hikayeleri burada bambaşka bir hal aldı… Keyifli dinlemeler!