
Hz. Yunus böyle bir hâle giriftar olmadan önce de bu seviyede derin bir tevhid ve tecridi duyacak kadar, hem de peygamber ufku itibarıyla bir Ârif-i Zîşân’dı ve onun سُبْحَانَكَ sızlanışı da, “Ey Rab, Senin ulûhiyetinin hakkını ve hikmetinin muktezasını itiraf ve ilan ederek Sana sığınır, ulûhiyetinin haşmetine karşı aczimi haykırmak isterim.” mülâhazalarını ifade sadedindeki sözleri de bunun açık delilidir.