
Demek ki; verme, takva dairesi içinde bulunma ve selim fıtrat sahibi olarak, güzel kabul edilen her şeyi tasdik edip peşinden gitme –ki bunların hepsi salihat dairesi içinde mütalâa edilen hususlardır– yapılan şeyleri kolay görme gibi bir neticeye insanı ulaştırırlar. İşte, arkadaşların yaptıkları işler!.. Gece-gündüz demeden çalışma, evini-barkını bırakıp Orta Asyalara veya daha başka yerlere göç etmeler, maddî sıkıntılar içinde ve mânevî füyûzat hislerinden fedakârlıkta bulunmalar..! Şimdi bütün bunları yapanlar “vüdd”e mazhar görülüyorlarsa, bu bir mübalâğa kabul edilmemelidir. Evet, bunların katlandıklarına katlanmak ve her şeyi eksiksiz yerine getirmek kolay şey değildir. Ama zannediyorum arkadaşlarımız, o salih dairenin ürünü olarak başkalarına çok zor gelen bu şeyleri hayatlarının ayrılmaz bir parçası kabul ediyor ve onunla yatıp, onunla kalkıyorlar. Demek ki, zorlukların kolaylaştırılması, bu ikinci diriliş erleri için böyle bir televvünde cereyan ediyor; ettirene canlarımız kurban!