
her insanın nisbî-kisbî de olsa iradesi etrafında örgülenen bahtı, kaderi, cesedin canla irtibatı, gölgenin bedenle münasebeti ölçüsünde hep onun boynunda ve koynunda kendisini hissettirir de, ya bir sevinç ve inşirah olur onun için akar, ya da bir hafakan ve gönül daralması şeklinde bir lahza onun yakasını bırakmaz; bırakmaz ve kıyamet gününde bir hesap, bir kayıt defteri gibi açılır ve onun önüne serilir.. serilir de ona “Oku kitabını; hesaba çekilmene esas olarak bugün senin nefsin sana yeter.”2 denir. Dünyada her gün kendini okuyan ve sorgulayan, o çetin günün hesabını daha önceden yapıp kapadığı için emniyetle yürür Cennetlere ve Rıdvana; açıkları olanlar da apışır kalırlar kalakaldıkları yerde…