
Kahvenin karanlığı içinde kaybolmak aska koşacakken yönünü kaybetmeye benzer; kahveci babanın vasiyeti üzerine ayaklara türap etmesi, bir fincan kahvenin kırk yıl sonra köle pazarında hatırlanıp kucaklaşmasıdır kahve.
Aşk da böyledir işte. O son bakış kalır gözlerde, kavrulmuş sıcak kahve çekirdekleri gibi…
Cemal Süreya’nın dediği gibi:
“Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatrına sen kalayım.”
Kahve Atlası’ndan merhabalar, ben Ersin.
Bu bölümde Türk Kahvesi’ni konuşacağız.