İlham Arıyorum'un bir süredir başlattığı tiyatro serisi Sahneye Ters Işık #oyunbozan serisi ödüllü oyun yazarı Murat Mahmutyazıcıoğlu ile sezonu noktalıyor. Tiyatro sevgisinin, bir yazarın anlatacaklarını başka türlerde değil de oyun yazarak ifade etmeye yönelttiğini söyleyen Murat ile tiyatro ve yazı üzerine uzun uzun konuştuk. Oyun yazarlığı, oyunculuğa tercih edilebilir mi? Ne oluyor da bir anlatıcının söyleyeceği söz, ancak seyircinin gözünde ve tiyatro sahnesinde anlam bulabiliyor? Yazmak ve üretmek için erişilemez standartlara ihtiyacımız var mı yoksa herkes yazabilir mi? Fü neden yazılan ilk oyun olmasına rağmen sahnelenen 2. oyun? Tüm bu sorular ve daha fazlası podcast'te. Keyifli dinlemeler :)
#sahneyetersışık #oyunbozan #muratmahmutyazıcıoğlu
İlham Arıyorum'un #oyunbozan serisi ilhamını tiyatrodan alarak devam ediyor. Bu bölümün konuğu çalışmalarını Kumbaracı50'de devam ettiren on parmağında on marifet tiyatrocu ve müzisyen Murat Kapu.
Murat küçük bir çocukken herkes tarafından fark edilen heyecanını ve anlatı yeteneğini nasıl oyunculuğa entegre etti? Beyoğlu'nda yürürken gördüğü bir tabelaya bakıp tiyatro serüveni nasıl başladı? Herkes tiyatro yapabilir mi ya da tiyatroda yaşın bir önemi var mı? Hayatı boyunca hocaları konusunda çok şanslı olduğunu düşünen Murat, onu yetiştiren hocaları Müşfik Kenter ve Yiğit Sertdemir'den neler öğrendi?
Böylesi bir dünyada sadece tiyatroda sınırsız saçmalayabilirsiniz ve bu çok büyük bir lükstür diyen Murat, tiyatronun ve müziğin açtığı yolda yürürken birinci elden deneyimlerini paylaşıyor. Hadi gelin, Murat'ın enerjisine ve heyecanına eşlik edelim.
İlham Arıyorum ilhamını tiyatrodan alan yeni bir seriye başlıyor. #oyunbozan serisinin ilk konuğu yetenekli tiyatrocu Meriç Rakalar. Oyunculuk çalışmalarını Kumbaracı50'de sürdüren Meriç ile tiyatroyu ve tiyatrocuyu geniş eksende ele aldık.
Meriç'in çocukken tiyatroyla tanışıp tiyatroyu tutku haline getirmesinin maceralı yollarından İstanbul'a gelişine, konservatuvar sınavlarından bir rol yaratmanın inceliklerine kadar oldukça eğlenceli bir o kadar öğretici bir içerik sizleri bekliyor.
İyi dinlemeler..
İlham Arıyorum'un bu bonus bölümü ilhamını 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'nden alıyor fakat bir farkla bu bölümün hedef kitlesi yetişkin çocuklar.
Bu bölümde trajedi, travma, istatistikler yok. Yetişkinler olarak içimizdeki çocuğa ulaşmak için yaptığımız kısa bir hikaye okuması ve meditasyon benzeri bir pratik var.
Derstsiz tasasız mis gibi bir bölüm. 'Ay küçükken en canlı nerede hissediyordum, neler hayal ediyordum?' diyenler buyursun lütfen.
Not: Bölüm adı Andre Neves'in aynı adlı hikaye kitabından alınmıştır. Bölümde bu kısa çocuk kitabı okunmaktadır.
İlham Arıyorum yeni bölümünde Dünya Kız Çocukları Günü'ne odaklanıyor.
Her ne kadar günümüzde daha görünür olsa da son olaylar gösteriyor ki her çocuğun en temel hakkı olan 'güvende olma' ve 'iyilik hali' tek bir kuruma emanet edilemez. Çocukların güvenliği sadece 'aile sistemi' inisiyatifine bırakılamaz.
Çocukların güçlenmesinde, kendilerini ifade etmesinde, yaşanan ihmal ve istismarların ortaya çıkmasında en önemli araçlardan biri eğitim ve sosyal ortam. Oysa istatistikler gösteriyor ki pandemiden sonra Türkiye'de yarım milyondan fazla çocuk okula devam etmiyor. 2023 itibariyle toplam 18.000 köy okulu kapanmış. 15-24 yaş aralığındaki kız çocuklarının %31'i ne eğitimde ne istihdamdalar. Peki bu kız çocukları nerede?
Bu bölümün adı Labada, yabani kuzukulağı. Labada, Anadolu kültüründe yeri olan, hem şifalı hem de dayanıklı bitki olarak biliniyor. Bu bitkiler zor koşullarda bazen taşların arasında, bazen de rüzgarla savrulur ama mutlaka yeşerir, kök salarmış tıpkı kız çocukları gibi...
*Podcast müziği: Acappella Grup 34 Korosu'nun 16 Haziran 2016 tarihinde gerçekleştirdiği ''Çok Sesli Anadolu'' temalı konserinden Yağmur Yağar Taş Üstüne.
*Yağmur Yağar Taş Üstüne (düz. Volkan Akkoç, 1984)
*Şef: Masis Aram Gözbek
*https://www.youtube.com/watch?v=r3mJIfLbXB4&list=RDr3mJIfLbXB4&start_radio=1
İlham Arıyorum'un yeni bölümü anne, yas, ölüm üzerinde ilerliyor.
Bir yandan Romanya'da Neşeli mezarlık, Endonezyadaki Torojan kabilesinin manene geleneği ve kendi kültürümüzdeki ölümle baş etme mekanizmalarından bahseden bu podcast, ölmüş anne ile bağ kurmak için başvurulan saçma YouTube videolarından botoks'a, annelerimizden ithal ettiğimiz bize iyi gelen miraslardan kötü gelenlere kadar çok fazla şeyden bahsediyor.
Annem Şarkı Söylediğinde podcast'i, hiç şarkı söylediğini duymadığımız annelerin yerine şarkı söyleme, ifade edilemeyen duyguları dillendirmeye gayret etmeyi amaçlıyor. Dinleyen herkese iyi gelsin.
Ev neresidir? Bayramlarda gidip tetiklendiğimiz yer mi? Yoksa daimi huzuru ve sükuneti aradığımız yer mi? Belki de ev 'bizden çalınamayacak o yegane şey'...
Eve dönmenin yolları podcast'i, herkesi kendi evine, kendi gök kubbesine dönmeye davet ediyor. Üstelik bu podcast, dönüş yolunda yolda kaybolmanıza mahal vermeyecek araçlar da sunuyor.
Başlangıçta herkes biraz formüle ihtiyaç duyar sevgili dinleyici, belki de biraz hayır diyerek, dalış gözlüklerini takıp bir miktar geçmişe seyahat ederek, spotify'da müzik listeleri oluşturarak yahut seksek sekerek bir eve dönüş rotası oluşturmak mümkündür.
Vakit geç oldu, hadi eve dönelim!
*Podcast adı Alejandro Zambra'nın aynı adlı kitabından alınmıştır, fakat podcast bir kitap okuması değildir.
İlham Arıyorum'un yeni bölümü flört hikayelerine odaklanıyor.
Flört diyince aklınıza ne geliyor? Online aplikasyonların, sanal mecraların gittikçe iletişimi domine ettiği günümüz dünyasında flört etmek nasıl hissettiriyor?
Yazışmaların, emojilerin, birbirinin yüzünü görmeden vadedilen sözlerin, fotoğrafı ile gerçeği birbirinden çok farklı olan kişilerin, klavye delikanlılarının kurmaya çalıştığı ilişkilenme modelleri gerçek bir flört ihtimalini ve 'mutlu sonu' ortadan kaldırıyor olabilir mi?
Flört: 'Önce kalp vardı iki gözümün çiçeği' podcast bölümü, toplumsal şartlanmaların ve tüketim kültürünün belirlediği (sanal) flört anlayışında 'masumiyet karinesi'ne odaklanıyor :) Bu bölüm Kemal Sunal'ın Çöpçüler Kralı filmindeki meşhur repliğinden ilham alınarak adlandırıldı.
Bir kez daha hatırlayalım o vakit: Önce kalp vardı iki gözümün çiçeği...
İlham Arıyorum bu bölümünde çocukluk dönemini masaya yatırıyor ve dinleyicilerine soruyor: Benimle oynar mısın?
İlham Arıyorum'un yeni sezonunda konu: Çocukluk, hani şu ‘gökyüzü gibi olan ve hiçbir yere gitmeyen’ :)
Küçük bir çocuğun yaşadığı can sıkıntılarının, bakkaldan aldığı cipsten çıkan plastik vampir dişlerinin, 9 yaşında yazdığı ve mahalleli çocuklarla oynadığı ilk piyesin, Fazıl çil kremi ile olan maceralarının, salıncaktan düşme sesinin, küvete sıcak su doldurup içinde uzun uzun duruşlarının, Verem Savaş Dispanseri, Maltepe sigara ve türlü şeylerin bir çocuğun hayatına, seçimlerine ve inandığı şeylere nasıl etki ettiğini dinleyeceksiniz.
Umarım bu podcast herkesin kendi çocukluk haritasını çizmesine vesile olsun. Hikayelerimiz yerde ve gökte ses bulsun :)
Şarkı: Idea Universe
Beste-Söyleyen: Evrim Akbulut
Piyano: Erdal Çadırcı
İlham Arıyorum'un bu bölümü Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü hocalarından Esra Dicle ile başlıyor. Tiyatro ve 'teatrallik' kavramlarını hayatın ortasında bir mesele olarak ele aldığımız bu bölüm; maskelerin, duyguların ve personaların hüküm sürdüğü hayatlarımızda belki de çoğu şeyin kurgusal ve planlı olabileceği üzerinde duruyor.
Tiyatroyu neden bu kadar seviyoruz? Hayatın tüm sıradanlığı karşısında oyunculuk bize birden fazla hayat yaşama imkanı sunabilir mi? Tarihin tüm dönüm noktalarında tiyatro kitleleri etkilemek için kullanılan bir araç mıydı? Meşrutiyet öncesinin beş dilli tiyatro afişleri, çok sesli tiyatrosu zamanla nasıl tek dilli ve kimlikli bir hale geldi? Nazım'ın tiyatro oyunları neden şiirlerinin gerisinde kaldı? Yakup Kadri tek perde ve sahnelik tiyatro oyununda kadınlık ve erkeklik hallerini dönemin toplumsal cinsiyet rollerine paralel aktarırken, Suat Derviş Aksaray'dan bir Perihan'da kadını ve toplumu nasıl inşa etti? Nazım'ın 'tekrardaki mucize gülüm, tekrarın tekrarsızlığı' dizelerinden umut devşirebilir miyiz?
Tüm bu soruların cevapları 'Teatrallik Hayatın ortasında bir mesele midir?' adlı podcast bölümünde.
İlham Arıyorum'un bu bölümü kadınları güçlendiren içerikler üreten, #kendiniiyileştirenler, Uykusuz Anneler Kulübü ve Dijital Topuklar platformu kurucusu Perihan Çiragöz ile başlıyor. 21. yüzyılda aşkı, aldatmayı ve otantik olmayı konuştuğumuz bu bölümde 'kendilik' algımızı masaya yatırıyoruz.
İlhamı aşktan alabilir miyiz? Aldatmalarda cinsiyet farkı söz konusu mu? yoksa herkes aldatır sevdiğini mi? Üzerimize yapışan utanç konuştukça azalan bir şey mi? Gerçek bir kişi olmadan gerçek bir ilişki yaşayabilir miyiz? Toplumsal cinsiyet temelli yaşadığımız zorluklar, regl tabusu, balayı sistiti, vajinismus ve tüm bu meseleleri arka fonda yöneten utanç, tüm sorunlarımızın kaynağı olabilir mi? Tüm bu soruların cevapları 'Aşk var mı? 21. yüzyılda nasıl gerçek ve otantik olunur?' adlı podcast bölümümüzde.
*'Daima parlayacak olan gölgemi takdim ediyorum'. 1920'lerde atılan bir posta kartının arkasına yazılan bu cümle, bu bölümün özet cümlesi olabilir.
İlham Arıyorum yeni bölümünde müzisyen Turgay Yakut'u ağırlıyor. Müzik hayatında çeşitli dönemeçlerden geçen deneyimli müzisyen yaptığı şan derslerinde çok temel bir şeyi gözlemliyor: İnsanlar ufak bir sesi çıkarmaya çalışırken bile bayağı zorlanıyor.
Avazımızı ne zaman kaybettik? Neden bu kadar suskunuz? Bir ses çıkarmak, şarkı söylemek neden bu kadar zor? Mahler'in Adagietto'su nasıl bu kadar güzel? Türkiye'de müzisyenlerin durumu nasıl?
Ve en önemlisi kaybettiğimiz sesimizi nasıl geri alırız? Tüm bu soruların cevapları Avaz: Bir Ses Çıkarmak! adlı podcast bölümümüzde.
İlham Arıyorum'un bu bölümü Adalar'ın en eski ve bilinen tek sahafı Heybeli Sahaf Nazım Hikmet ile başlıyor. Hiçbir şey kitapların önüne geçemez diyen Nazım bir sahaf olarak Taksim’den Heybeli’ye neden geldi? Hangi riskleri aldı? Sattığı zaman içini burkan nadir eserler kimlerin? Ve Pandemi döneminde bile sahaflığı sürdürmesini sağlayan sadık kitlesi kimler? Tüm bu soruların cevapları ‘Hiçbir şey kitapların önüne geçemez’ adlı podcast bölümünde.
Dünya dost canlısı bir yer midir? Zor zamanlarda nasıl hayatta kalınır? Yepyeni podcast serisi İlham Arıyorum, her hafta farklı alanlardan konuklarıyla ve dinleyicileriyle, bu sorular etrafında ilham arıyor.