
Bu bölüm, görsel hafızamızda silinmeyecek izler bırakan bir usta için...
Bazen tek bir kare, bir çağın vicdanını taşıyabilir.
Bazen bir fotoğrafçı, objektifiyle yalnızca görüntüleri değil; insanlığın çarpıcı gerçekliğini de kaydeder.
Sebastião Salgado, tam da bunu yaptı.
Fotoğrafı bir estetik uğraş değil, bir etik sorumluluk alanı olarak gördü.
Yoksulluğu, göçü, emeği, felaketi ve direnci – tüm çıplaklığıyla, ama her zaman saygıyla gösterdi.
Ona göre fotoğraf, tanıklığın ötesinde bir bağ kurma biçimiydi.
Ve bu bağ, yalnızca göze değil, kalbe hitap ediyordu.
Biz de bu özel üç bölümlük seride, Salgado’nun yaşamını, felsefesini ve fotoğrafla dünyayı nasıl gördüğünü konuşacağız.
İlk bölümde, onun kişisel yolculuğuna; ikinci bölümde, Workers, Migrations ve Genesis gibi projelerine; üçüncü bölümde ise Salgado'nun mirasına ve bugün fotoğraf dünyasında bıraktığı derin izlere odaklanacağız.
Bu bir anma değil yalnızca; bir yeniden bakış, bir yeniden anlamaya çalışma...
Sebastião Salgado’ya, onun insanlığa duyduğu saygıya, biz de bir saygı duruşunda bulunuyoruz.
Görsel Diyaloglar başlıyor.