Merhaba. Bu bölümde belirsizliğin daha derinlerine serbest dalış yaptık. İçinden çıktık mı çıkamadık mı, karar sizin. Bu arada, bu bölümde bahsettiğim sözün sahibi Tolstoy. Şöyle diyor: "Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir. Beğenilerinizi bana, şikayetlerinizi ormana haykırın. Bir sonraki bölüme kadar... hoşçakalın!
Merhaba. Ben Selen Serdaroğlu. "Godot'yu Beklerken" açmadığımız kapılara, çıkmadığımız yollara ithaf edildi. Belirsizliğin en belirleyici olduğu bu dönemde bu podcast ile bekleyişimizi daha anlamlı kılmayacağım. Ancak belki biraz olsun daha eğlenceli hale getirebilirim. Amacım bu podcast’i corona günlerine ithaf etmek değil ancak eylemsizlik ile sınandığımız bu süreçte, bu yola corona olmasaydı çıkmayacaktım. Haliyle ilk bölümde pandemi ve eylemsizlikten konuştum. Ancak lafın lafı açmasından çekinmedim ve araya bir şekilde Jakuzi'yi, "yetmez ama evet"çileri ve tabii ki yükselen libidolarımızı da aldım. Beğenirseniz paylaşmayı ve bana yazmayı unutmayın.