
Netflix yapımı olan The Power of The Dog, iki kardeş arasında geçen ufak bir çekişmeyi anlatırken bir yandan 1920’lerin anlayışıyla erkeklik ve iktidar olma arzusunun arasındaki dinamiği işleyip lgbt+ temasını da ufaktan değiniyor. Kusursuza neredeyse yakın olan sinematografi ve müzikler adeta biz izleyicileri ekrana kilitliyor. Benedict Cumberbatch’se hiç alışık olmadığımız tarzda bir rolle karşımıza çıkıyor ve ondan maço bir karakter izlemek gerçekten sınırları zorlayıcı bir performansı da beraberinde getirmiş. Filmin belki de en büyük sıkıntısı işlenişteki bazı olayların çok derinden vurmaya çalışarak seyirciye bir hayli uzakta kalması durumuydu.