Uzundur hızlı hayatın telaşını biraz olsun yavaşlatmak için yin yoganın dinginliğine sığınıyorum. Sığınağım dar geldiğinde, edebiyatın derinliğini de odama katıyorum. Kitaplardan aldıklarım zamanla düşünce günlüklerine dönüşürken, bazı satırlarda ruhumun yankılarını buldum . Günlük yaşamın içinden süzülen duygular bizleri nasıl da birbirimize bağlıyor öyle değil mi ? Kimi zaman bir kitabın satırında , kimi zaman da bir nefes aralığında buluşmak isterseniz burdayım .
All content for Düşünce Günlükleri is the property of Wand Media Network and is served directly from their servers
with no modification, redirects, or rehosting. The podcast is not affiliated with or endorsed by Podjoint in any way.
Merhaba ben Esra .
Uzundur hızlı hayatın telaşını biraz olsun yavaşlatmak için yin yoganın dinginliğine sığınıyorum. Sığınağım dar geldiğinde, edebiyatın derinliğini de odama katıyorum. Kitaplardan aldıklarım zamanla düşünce günlüklerine dönüşürken, bazı satırlarda ruhumun yankılarını buldum . Günlük yaşamın içinden süzülen duygular bizleri nasıl da birbirimize bağlıyor öyle değil mi ? Kimi zaman bir kitabın satırında , kimi zaman da bir nefes aralığında buluşmak isterseniz burdayım .
Tanrı insana evreni gösterir. İnsan şöyle sorar: “Bunların amacı ne?” Tanrı yanıtlar: “Amacı düşünmeyi sana bırakıyorum.”
İnsanın anlam arayışı hiç bitmiyor öyle değil mi?
Albert Camus, henüz 19 yaşındayken defterine şöyle yazmış :
“Olduğum gibi kalmak istemiyorum, ama ne olmak istediğimi de bilmiyorum. Hayatın anlamını arıyorum, oysa hayatı bilmiyorum.”
Ve hayali bir ses ona şöyle fısıldamış: “Mutluluğu aradıkça mutlu olamazsın. Anlamı aradıkça hayatı yaşayamazsın.”
Yıllar sonra Viktor Frankl, toplama kampında hayatta kalmaya çalışırken şunu fark etmiş :
“İnsan hayatın anlamını soramaz. Buna sadece yanıt verebilir.” Yani hayat bize sürekli sorar: “Benden hangi anlamı çıkardın?”
Anlamın Dört Sütunu
Yazar Emily Esfahani Smith, anlamlı bir yaşamı dört sütun üzerine kurmamızın sağlıklı olacağını ifade eder :
Bunlar ; 1. İlişkiler – Duygularımızı ifade edebildiğimiz, değer gördüğümüz bağlar.
2. Amaçlar – Hayattan ne aldığımız değil, başkalarına ne verdiğimizdir.
3. Aşkınlık – Kendimizi aşmamıza izin veren sanat, doğa, aşk ya da inanç.
Nazım Hikmet’in dediği gibi: “Yetmişinde bile zeytin dikmek.”
Yalom’un dediği gibi: “Benlik denilen minik kutunun içinde anlam bulamazsınız. Onu aşmanız gerekir.” 4. Hikâyeler – Kendimize anlattığımız hayat öykümüz.
Atwood’un dediği gibi: “Biz aslında hikâyelerden ibaretiz.”
İçimizdeki Anlam
Çoğu zaman anlamı dışarıda, uzaklarda ararız. Ama Vonnegut’un bir başka öyküsünde insanlar uzayın derinliklerine kadar gidip anlamsızlıkla karşılaşır. Sonunda keşfedilmemiş tek yer kalır: kendi ruhları.
Ve orada anlamı bulurlar. Vonnegut şöyle der: “Sonra herkes anlamı kendi içinde bulmayı öğrendi.
İyilik ve bilgelik de böyle başlar.”
Hem isteklerimizi dile getirmekten , hem de anlamı dışarıda aramaktan korkmamak gerekir belki de .
Çünkü hayat, çoğu zaman küçük bir “istiyorum” demekle, ve içten bir “anlam buldum” diyebilmekle değişir.
İhtiyacını cesaretle söyleyebildiğiniz ve kendi anlamınızı özgürce kurabildiğiniz bir gün dilerim, haftaya görüşmek üzere . 🌿
⸻
📚 📚 Kaynakça • Kurt Vonnegut – Kedi Beşiği • Kurt Vonnegut – Titan’ın Sirenleri • Viktor Frankl – İnsanın Anlam Arayışı • Albert Camus – Youthful Writings (Gençlik Yazıları) • Emily Esfahani Smith – The Power of Meaning (Anlamın Gücü) • Ryan Howes – Yalom on Therapy and Meaning • Nazım Hikmet – Yaşamaya Dair
******
Düşünce Günlükleri
Merhaba ben Esra .
Uzundur hızlı hayatın telaşını biraz olsun yavaşlatmak için yin yoganın dinginliğine sığınıyorum. Sığınağım dar geldiğinde, edebiyatın derinliğini de odama katıyorum. Kitaplardan aldıklarım zamanla düşünce günlüklerine dönüşürken, bazı satırlarda ruhumun yankılarını buldum . Günlük yaşamın içinden süzülen duygular bizleri nasıl da birbirimize bağlıyor öyle değil mi ? Kimi zaman bir kitabın satırında , kimi zaman da bir nefes aralığında buluşmak isterseniz burdayım .