Uzundur hızlı hayatın telaşını biraz olsun yavaşlatmak için yin yoganın dinginliğine sığınıyorum. Sığınağım dar geldiğinde, edebiyatın derinliğini de odama katıyorum. Kitaplardan aldıklarım zamanla düşünce günlüklerine dönüşürken, bazı satırlarda ruhumun yankılarını buldum . Günlük yaşamın içinden süzülen duygular bizleri nasıl da birbirimize bağlıyor öyle değil mi ? Kimi zaman bir kitabın satırında , kimi zaman da bir nefes aralığında buluşmak isterseniz burdayım .
All content for Düşünce Günlükleri is the property of Wand Media Network and is served directly from their servers
with no modification, redirects, or rehosting. The podcast is not affiliated with or endorsed by Podjoint in any way.
Merhaba ben Esra .
Uzundur hızlı hayatın telaşını biraz olsun yavaşlatmak için yin yoganın dinginliğine sığınıyorum. Sığınağım dar geldiğinde, edebiyatın derinliğini de odama katıyorum. Kitaplardan aldıklarım zamanla düşünce günlüklerine dönüşürken, bazı satırlarda ruhumun yankılarını buldum . Günlük yaşamın içinden süzülen duygular bizleri nasıl da birbirimize bağlıyor öyle değil mi ? Kimi zaman bir kitabın satırında , kimi zaman da bir nefes aralığında buluşmak isterseniz burdayım .
“Kendini bil” sözü, binlerce yıl öncesinden bugüne ulaşan bir çağrı. Fakat modern insan, bu çağrının içinde iki uç arasında gidip geliyor: Bir yanda her şeyi bilenlerin kendinden eminliği, diğer yanda gerçekten düşünenlerin bitmeyen öz şüphesi. Bu bölümde, Harvard profesörü Arthur Brooks’un öz şüpheyi bir bilgelik işareti olarak ele alan görüşlerinden yola çıkacağız. Ardından, Shigehiro Oishi’nin mutluluk, anlam ve psikolojik zenginlik üçlemesiyle yaşamın farklı derinliklerini tartışacağız. Ve bütün bu sorgulamaların ortasında, hem Nietzsche’nin depremleri hem de Kierkegaard’ın iç hesaplaşmaları bize eşlik edecek. Belki de her şeyin sonunda soracağımız tek bir soru kalacak: “Gerçekten nasıl yaşamalı ?”
******
Düşünce Günlükleri
Merhaba ben Esra .
Uzundur hızlı hayatın telaşını biraz olsun yavaşlatmak için yin yoganın dinginliğine sığınıyorum. Sığınağım dar geldiğinde, edebiyatın derinliğini de odama katıyorum. Kitaplardan aldıklarım zamanla düşünce günlüklerine dönüşürken, bazı satırlarda ruhumun yankılarını buldum . Günlük yaşamın içinden süzülen duygular bizleri nasıl da birbirimize bağlıyor öyle değil mi ? Kimi zaman bir kitabın satırında , kimi zaman da bir nefes aralığında buluşmak isterseniz burdayım .