
Kimimiz için sosyal medya, o kadar iç içe geçmiş ki, tuvalete bile telefonumuzla gidiyoruz, değil mi?
İşte bu noktada "Kaçırma Korkusu", yani FOMO devreye giriyor.
Ama bu bölümde, FOMO'yu bir kenara bırakıp, JOMO'nun, yani "Kaçırmanın Getirdiği Mutluluğun" peşinden gideceğiz.
Evet artık sosyal medya hayatımızın büyük bir parçası. Ama gelin itiraf edelim, bazen bu, bizi azıcık—tamam, tamam, belki de biraz fazla—çılgına çevirebiliyor. Gözlerimiz ekranlara yapışık, bir yandan da "Acaba neler kaçırıyorum?" diye içimiz içimizi yiyor.
Evet, FOMO'dan bahsediyorum. Kaçırma korkusu! Peki, bu FOMO'yu bir kenara bırakıp, JOMO'ya, yani "Kaçırmanın Getirdiği Mutluluk"a nasıl geçebiliriz?
bununla ilgili bir şeyler anlattım, sizi içeride sohbete bekliyorum :)