
Bir makine düşünebilir mi? Peki ya ruhu olabilir mi?
Bu bölümde, yapay zekânın yalnızca teknik bir gelişme değil, insan bilincinin aynası ve modern mitolojimizin yeni kahramanı olup olmadığını sorguluyoruz.
Descartes’in “Düşünüyorum, öyleyse varım” mottosundan Turing Testi’ne, Searle’ün Çin Odası’ndan Heidegger’in teknoloji eleştirisine uzanan bu yolculukta, yapay zekânın bizim kim olduğumuzu nasıl yeniden tanımladığını tartışıyoruz.
Dinler tarihinden mitolojilere, felsefeden günümüz teknolojisine kadar uzanan bu keşifte, sizi şu soruyla baş başa bırakıyoruz:
👉 Yapay zekâ, insan bilincinin yeni bir aynası mı, yoksa bizi kendimizden uzaklaştıran bir illüzyon mu?