Home
Categories
EXPLORE
True Crime
Comedy
Society & Culture
Business
News
Sports
TV & Film
About Us
Contact Us
Copyright
© 2024 PodJoint
Podjoint Logo
US
00:00 / 00:00
Sign in

or

Don't have an account?
Sign up
Forgot password
https://is1-ssl.mzstatic.com/image/thumb/Podcasts221/v4/08/8b/64/088b64cf-c121-4b63-7ded-5c597b703396/mza_12781406227785255357.jpeg/600x600bb.jpg
Biofilia
Apaçık Radyo
218 episodes
5 months ago
Doğayla, diğer canlılarla, kültür ve tasarımla kurulan özenli ilişkiler üzerine bir program
Show more...
Design
RSS
All content for Biofilia is the property of Apaçık Radyo and is served directly from their servers with no modification, redirects, or rehosting. The podcast is not affiliated with or endorsed by Podjoint in any way.
Doğayla, diğer canlılarla, kültür ve tasarımla kurulan özenli ilişkiler üzerine bir program
Show more...
Design
https://is1-ssl.mzstatic.com/image/thumb/Podcasts221/v4/08/8b/64/088b64cf-c121-4b63-7ded-5c597b703396/mza_12781406227785255357.jpeg/600x600bb.jpg
Hindistan yeşil olmak için çok mu fakir?
Biofilia
21 minutes 28 seconds
10 months ago
Hindistan yeşil olmak için çok mu fakir?
Doğayla Konuşmak adlı kitabında Ramachandra Guha, insanın doğal dünyayla olan ilişkisinin geçmişi, bugünü ve olası geleceğini ele alıyor. Hindistan gibi ülkelerin “Yeşil olmak için çok fakir" olduğu söylenir. Bu düşünce tarzına ilk karşı çıkanlardan biri Mahatma Gandhi'ydi. 1928'de Gandhi, Birleşik Krallığın uyguladığı ekonomik emperyalizmin bugün dünyayı zincirlediği ve 300 milyonluk Hindistan’ın benzer bir ekonomik sömürüye girişirse, dünyayı çekirge istilasına uğramışçasına çıplak bırakacağı konusunda uyarmıştı. Gandhi, sıklıkla modern karşıtı olarak karikatürize edildi. Hint çevreciler için "gelişim karşıtı" algısı yaratıldı. Aslında Gandhi’nin karşı çıktığı şey sanayileşme değildi. Gandhi, Hindistan'ın kitlesel yoksulluk nedeniyle çirkinleştiğini fark etti. Yoksulluk, cehalet ve sağlıksızlığa çare olacak ekonomik ve teknolojik uygulamalara karşı olmayıp aksine memnuniyetle karşıladığı diğer yazı ve faaliyetlerinden anlaşılıyordu. Dünyanın her yerinde, hükümetler ve politikacılar “gelişme” ile “çevre” arasında yanlış bir tercihi teşvik ediyor. Çevreye dikkat etmenin gelişmeyi tehlikeye attığını iddia ediyorlar. Gerçekte, kırılgan ekolojilere sahip yoğun nüfuslu ülkelerin doğayı ve doğal kaynakları nasıl kullandıkları konusunda daha da sorumlu olmaları gerekiyor. Katı davranan sosyal bilimin kurallarına göre, Hindistan gibi ülkelerin bir çevre bilincine sahip olması beklenmiyor. Adeta 'yeşil olmak için çok fakirler'. Oysa 1973 baharında, Himalaya'da Chipko olarak bilinen popüler bir köylü hareketi gerçekleşti. ‘Dolu mideli elitist çevreciliği’nin aksine ‘geçim çevreciliği’ yaşandı. Köylüler ticari ormancılar tarafından ağaçların kesilmesini engellemek için 'geçim çevreciliğini’ harekete geçmişti. Çoğu okuma yazma bile bilmiyordu ancak, liderleri gayet vizyoner ve açık sözlüydüler. Endüstriyel ormancılık, toprak erozyonu, heyelanlar ve seller arasındaki doğrudan bağlantıyı gösteren makaleler ve risaleler yazdılar. Chipko hareketi sayesinde kurumlarda ve kanunlarda değişiklikler oldu. Yazarın amacı, çağdaş Hint çevreciliğine güvenilir bir entelektüel soyağacı sağlamak. Geçmişten gizli veya az bilinen, farklı şekillerde günümüzün endişelerini öngörmüş sesleri kurtarmak…
Biofilia
Doğayla, diğer canlılarla, kültür ve tasarımla kurulan özenli ilişkiler üzerine bir program