
Hepimiz bazen kendi zihnimizin içinde kayboluyoruz. “Ya şöyle olursa?”, “Peki ya öyle olmazsa?” derken, düşünmek artık çözüm değil, bir döngüye dönüşüyor.Bu bölümde fazla düşünmenin (overthinking) psikolojik kökenlerini, kaygı ve kontrol ihtiyacıyla ilişkisini konuşuyoruz.
Düşünmekle takılmak arasındaki fark nerede başlıyor?Neden bazı zihinler susturulamıyor?Ve en önemlisi: zihni susturmaya mı çalışmalı, yoksa onunla dost mu olmalı?