
Gerçek iletişim sadece kelimelerden değil, hissettirdiklerinden oluşur. İnsanlar çoğu zaman ne söylendiğinden çok, nasıl duyulduklarını hatırlar.
Karşındakine “seni duyuyorum” hissini vermek, iletişimde uygulanan tekniklerden daha etkilidir. Bunun için göz teması kurmak, söz kesmeden dinlemek ve anda kalmak yeterlidir. Duygunun altındaki ihtiyacı fark etmek—örneğin öfkenin arkasında hayal kırıklığını görmek—empatiyi artırır.
Yargılamak yerine yansıtarak dinlemek, karşındakinin kendini daha iyi ifade etmesini sağlar. “Bunu duyduğumda senin için şu anlamı taşıyor olabilir mi?” gibi bir yaklaşım, ortak anlayışı güçlendirir. Ayrıca beden dili ve sessizlik de iletişimin aktif parçalarıdır. Gerektiğinde susmak, karşındakine düşünme ve duygularını toparlama alanı tanır.
Duygusal zekâyla iletişim kurmak istiyorsan, bugün bir konuşmada sadece karşı tarafı anlamaya odaklanman yeterli olacaktır.